Türk kara sularında, Türkiye’deki akarsu ve göllerde gemi bulundurma, gidiş geliş ve taşıma yapma hakkının (kabotaj hakkının) yabancılardan Türk vatandaşlarına geçişinin 97. yılındayız.
19 Nisan 1926 tarih ve 815 sayılı ‘Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dâhilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkındaki Kanun’ (RG: 29.04.1926-359) 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kabotaj Kanunu olarak bilinen bu kanun, Lozan görüşmelerinin kesildiği sırada İzmir İktisat Kongresi’nde alınan Millî İktisat kararlarının ve Lozan Antlaşması ile kapitülasyonların kaldırılmasının devrim niteliğindeki hukuksal sonuçlarından biridir.
Osmanlı Devleti, Akdeniz ve Karadeniz’in Türk gölü olduğu zamanlarda dahi kendi karasularında, akarsu ve göllerde ticaret yapma hakkını elinde tutmayarak yabancılara kapitülasyonlar (imtiyazlar) yoluyla devretmiştir. Yüzyıllar boyunca süren bu durum Türk denizciliğinin zamanla dünyayla rekabet edememesine ve donanmanın zayıflamasına neden olmuştur.
1915 Çanakkale Savaşları, denizciliğin yurt savunmasındaki ve millet hayatındaki önemini yadsınamaz şekilde gözler önüne sermiştir. İşte Kabotaj Kanunu, büyük önder Atatürk’ün açtığı ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik yolunun en önemli kilometre taşlarından biridir; Türk ulusunun kendi kara sularındaki denizcilik hakkını kendi eline almasıdır.
Kabotaj Kanunu’nun gerekçesinde de; “Her müstakil devletin hukuku asliye ve tahliyesinde bulunan kabotaj hakkı ile karasularına ait hukuktan kapitülasyonlar dolayısıyla Lozan muahedesinin akdine kadar istifade olunamamakta ve Ticaret bahriyemiz de millî varlık ve servetimiz inkişaf eylememekte idi.” denilmektedir.
Bu Kanunla Türkiye sahillerinde yük ve yolcu nakli Türk bayraklı gemilere verilmiştir. Aynı şekilde Türkiye’nin nehirleri, gölleri, Marmara havzası ve Boğazlardaki tüm kara sularıyla körfez, liman, koy vs. yerlerde her türlü nakliye-ticaret hakkı sadece Türk vatandaşlarına ait olmuştur. Türk kara sularında balık, inci, sünger, kum, çakıl çıkarma ile kaptanlık, çarkçılık, kâtiplik, tayfalık, kılavuzluk, deniz esnaflığı gibi tüm işlerin icrası yine Türk vatandaşlarına verilmiştir.
Bugün Kabotaj Kanunu yürürlükte olmasına rağmen Kabotaj Kanunu’nun amaç ve işleyişine aykırı özelleştirme uygulamaları devasa boyutlara ulaşmıştır. İstanbul bağlantılı şehirlerarası deniz yolcu taşımacılığı Bursa, Yalova ve Balıkesir/Bandırma hatları ile sınırlandırılmıştır. Bugün Türk vatandaşları büyük ölçüde karayolları ulaşımına zorunlu tutulmakta, otoyollara yüksek geçiş ücretleri ödemek zorunda kalmaktadır.
1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik Bayramı’nda büyük önder Atatürk ile büyük Türk denizcilerini saygı ve minnetle anıyor, yürürlükteki 815 sayılı Kabotaj Kanunu’nun doğru uygulanmasının takipçisi olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.