ÇUKURCA DEVLET HASTANESİ

Alo182 Aranarak;  Çağrıyı karşılayan operatöre hastanın T.C. kimlik numarası verilir.
Randevu talep edilen hastane, poliklinik ve varsa hekim tercihleri operatöre bildirilir.
Operatör uygun tarih ve saat dilimlerini vatandaşa bildirir.
Vatandaş seçimini yaparak randevusunu alır.
Alo 182'nin yanı sıra"Online Randevu Sistemi"aracılığıyla da randevu alabilmektedir. 
Merkezi Hekim Randevu Sistemi ilk kez giriş yapılırken her vatandaş için ayrı bir hesap açılır. 
Bunun için ilgili yönlendirme adımları takip edilir.
Hesap açıldıktan sonra "Randevu Al" butonunu kullanarak T.C. kimlik numarası ve belirlenen şifre ile giriş yapılır. 
Hesabınıza E-Devlet şifrenizi kullanarak da giriş yapabilirsiniz. İstenilen hastane, poliklinik ve hekim tercihi yapılarak randevu alınır.

Yaptırmış olduğunuz tüm tahliller ve sonuçlarını tarih ve açıklama bazında referans değerleri ile birlikte https://www.enabiz.gov.tr/ görebilirsiniz.

Hastanın poliklinikten yataklı tedavisine karar verilirse hekim hastanın yatışını bilgi sistemi üzerinden yapar. Hasta kimliği ve kimlik fotokopisi ile birlikte yatışı yapılan kliniğe giderek ilgili klinik sekreterine müracaat eder. Yatışı yapılan her hastamıza kimlik tanımlayıcı bileklik takılmaktadır, lütfen hastanede yattığınız sürece bilekliğinizi çıkarmayınız.
* Yurtdışı sigortalı hastalarımızın yatış işlemleri ‘yurtdışı hasta birimi’ tarafından takip edilmektedir.
Yataklı kliniklerimizin işleyişi
• Hastanemize yatışı yapılan hastalar beraberlerinde terlik, pijama, bardak ve isteğe göre çatal, kaşık, tabak, peçete, diş fırçası vb. Kişisel eşyalarını getirebilirler.
• hastanın tüm tetkikleri, hastanemiz personeli tarafından takip edilir ve dosyasında arşivlenir. Hasta yakınlarının sonuç takip etmeleri gerekmemektedir. Ayrıca tahlil ve tetkik sonuçlarının asılları hasta ve yakınlarına verilmemektedir.
• Çocuk psikiyatri kliniklerinde işleyiş farklı olup, konuyla ilgili klinik tarafından bilgi verilmektedir.
• Hastanın eğer yakını yoksa kıymetli eşyaları klinikçe teslim alınarak gerekli idari işlemler yapılır. Hasta ve/veya hasta yakınına eşyaların iadesi tutanakla yapılır.
Sevk işlemleri
Herhangi bir nedenle başka bir kuruma hastanız sevk edilecekse, hekim tarafından hastanın sevk formu düzenlenir uzman hekim tarafından kaşe imza yapıldıktan sonra hasta sevk bürosuna gidilerek yönlendirme yapılır. Yatarak ve ayaktan tetkik ve tedavi hizmeti alan tüm hastalar için aynı işlemler uygulanır.
Hastanemizde yapılamayan ileri tetkik ve tedavi için hastanın durumuna göre hasta sevk edilir. Sevk işlemi  hekimin gerekli görmesi halinde 112 ambulans, ambulans helikopter veya hastanın kendi isteği ile hastaneden ayrılması halinde kendi imkanlarıyla sağlanır.
Hasta taburcu işlemleri
Taburculuğuna karar verilen hasta ve/veya hasta yakınıyla gerekli bilgilendirmeler yapılarak klinik sekreterine yönlendirilir. Hasta taburcu olurken yapılan bütün işlemlerin özeti olan epikriz raporunun bir nüshası hastaya mutlaka verilir. Lütfen taburcu olurken epikriz belgenizi (hasta çıkış özeti) almayı unutmayınız.
Hasta ve/veya yakınına hastaneden ayrılmadan diyeti, egzersizi, ilaçları vb. İle ilgili bilgi önce verilir. Taburcu işlemleri bittikten sonra hastaya işlemlerin bittiğine dair bilgi verilir. Taburcu olan hastanın kimlik tanımlayıcı bilekliği çıkartılır.
Sosyal güvencesi olmayan ücretli hastaların ödemesi hasta çıkış işlemleri sırasında gerçekleştirilir.

-Akut ve Kronik Hepatitler

-HIV virus enfeksiyonu

-Kırım kongo kanamalı ateşi

-Brusella ve diğer zoonotik hastalıklar

Bu tür hastalıklar vücuda yerleşen bakteri, virüs, mantar veya parazitlerden kaynaklanır. Bu tür hastalık yayan canlıların kişiden kişiye bulaşması solunum, kan, vücut sıvısı gibi birçok yolla gerçekleşebilir. Hastalığın türüne göre tedavi süresi ilaçlarla olabileceği gibi cerrahi yollara da başvurulabilir. Genel olarak bakteri, virüs, mantar ve parazit kaynaklı hastalıklar ateş, ishal, kas ağrıları, öksürme ve yorgunluk gibi belirtiler gösterir. Bu belirtilerin ortaya çıkması halinde bir uzmana danışmak gerekmektedir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan başlıcaları HIV, AIDS, Hepatit B, bel soğukluğudur. Bu hastalıklar dışında da cinsel yolla bulaşan hastalıklar mevcuttur ancak en riskli gruplar bu hastalıkların mevcut olduğu gruplardır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmanın en etkili yolu korunmanın yanı sıra tek eşliliktir. Kondom kullanımı gibi yöntemler cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından etkili olsa da kesin çözüm değildir. Uçuklar veya siğiller kondom kullanımına rağmen bulaşma riskine sahiptir. Bu riskler göz önüne alınarak cinsel ilişkilerde hastalıklardan kaçınmak açısından korunmak gerekmektedir. 

HIV ve AIDS cinsel birleşme sonucunda vücudun farklı yerlerine yerleşebilmesine rağmen asıl etkilerini bağışıklı sistemi üzerinde gösteren hastalıklardan başlıcalarıdır. Bu virüsler sanılanın aksine vücuda yerleşmesiyle bireyde ölüm riskine yol açmaz. Asıl ölüm riskine yol açan bireylerin bağışıklık sisteminin zayıflayarak vücudun savunmasız hale gelmesidir. HIV ve AIDS virüslerinin yerleştiği bireyler basit bir grip hastalığına bile yakalansalar bağışıklık sistemlerinin zayıf olması nedeniyle grip hastalığından dolayı ölüm risk grubuna girerler. Bu hastalıklardan korunmak amacıyla korunmak ve rutin hastane kontrollerini aksatmamak gerekir. 

Sarılık hastalığı cildin ve göz beyazının sarılaşmasına bağlı bir durumdur. Bu durum birçok hastalığın sonucu olarak ortaya çıkabilir. Hepatosellüler sarılık, tıkanma (Obstrüktif) sarılığı ve hemolitik sarılık olmak üzere üç farklı türü vardır. Kandaki bilirubin oranının ölçülmesi ile teşhis edilir. Hastalığın tedavisinde bilirubin oranın düşürülmesi temel amaçtır. Kandaki bilirubin oranı düşürülerek hastalığın tedavisi yapılır.

Bu hastalıklar hayvanlardan insanlara bulaşan bakteriyel hastalıklardır. Hastalığa sahip olan hayvan ürünlerinin tüketilmesi ile bulaşabileceği gibi hasta olan hayvana temas ile de bu hastalıkların insanlara bulaşması mümkündür. Hastalıkların genel belirtisi ateş, vücutta ağrılar, iştahsızlık ve uzun sürede kilo kaybıdır. Bu belirtilerin ortaya çıkmasıyla bir uzmana danışmak önemlidir. Çünkü erken teşhis ile antibiyotik tedavisine başlanması hastalıkların daha ciddi problemlere yol açmadan tedavi edilmesini sağlayabilir. 

Sağlıklı bir bireyin idrarında bakteriye rastlanmaz. Eğer idrar ve idrar yolunda herhangi bir bakteriye rastlanır ise bu idrar yolu enfeksiyonu hastalığını işaret eder. Zaman zaman vücut dışında bulunan bakteriler idrar yoluna ulaşarak idrar yolu enfeksiyonlarına yol açabilmektedir. Bu tür durumlarda böbrek, idrar yolu, üretra ve mesane bu bakterilerden etkilenir. En yaygın belirtileri sık idrara çıkma, boşaltım sırasında yanma ve ağrı, ateş ve yorgunluktur. Bu belirtilere sahip hastalar idrar yolu enfeksiyonu teşhis edilmesi halinde antibiyotikler ile tedavi edilirler. 

Nezle, grip, sinüzit, migren ve bademcik iltihabı solunum yolu enfeksiyonları arasında yer alır. Mevsim geçişlerinde birçok bireyde bu hastalıklar baş gösterir. Bu hastalıkların en yaygın belirtisi baş ağrısı, solunum zorluğu ve ateştir. Bu belirtilerden herhangi birisinin ortaya çıkması halinde bir uzmana danışmak gerekir. Uzman tarafından gerekli görülen durumlarda antibiyotik tedavisi yanı sıra ağrı kesici ile hastalıkların tedavisi sağlanır. 

İshal hastalığı bir gün içerisinde üçten fazla sıvı olarak dışkılama ya da anne sütü ile beslenen bebeklerde normalden daha fazla sıvı dışkılama olarak tanımlanır. Bireyin yaşına göre ishalle birlikte ateş, kusma veya baş ağrısı da görülmesi olasıdır. En etkili bulaşma yolu dışkıya ağız veya el ile temastır. Bu da günümüz modern yaşamında oldukça mümkün bir yoldur. Kaynağı belli olmayan içme suları da ishale yol açabilir. İshal olan bireyde çok fazla sıvı kaybı olacağından en etkili tedavi yöntemi bol sıvı tüketmek ve kaynağı belli besinler ile beslenmektir. 

Beyin ve omurilik enfeksiyonları beynin, beyni saran zarların veya da her ikisinin aynı anda iltihaplanması olarak tanımlanır. Bu enfeksiyonların nedeni bakteri, mantar, virüs veya parazit kaynaklı olabilir. Bu enfeksiyonların tedavisinde de diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi erken tanı önemlidir. Hastalığın ilerleme durumuna göre antibiyotik tedavisinin yanı sıra cerrahi yöntemlere de başvurulabilir.

Diyabetik hastaların birçoğunda ayak enfeksiyonları görülmektedir ve hastanede tedavi gerektiren en ciddi hastalıklardan birisidir. Erken teşhis durumlarında antibiyotik tedavi mümkün olsa da ilerleyen durumlarda uzuv kaybına yol açabilir. Diyabetik ayak enfeksiyonları erkeklerde, uzun süreli devam eden diyabet hastalıklarında ve aşırı kilolanma durumlarında risk faktörünü arttırır. Bu nedenle erken teşhis için bir uzmana danışmak oldukça önemlidir.

Yumuşak doku enfeksiyonları en çok rastlanan enfeksiyonlar arasında yer alır. Enfeksiyon oluşan dokuda meydana gelen ağrılar ve ateş en önemli belirtilerdendir. Yumuşak doku enfeksiyonları teşhisi için kan testleri uygulanır ve gerekli olan durumlarda antibiyotik ile tedavi önerilir.