MS hakkında genel bilgiler
MS kronik gidişe sahip ilerleyici ve zaman zaman kısıtlılık oluşturabilen daha çok gençleri etkileyen bir hastalık. Bir hastalığa toplumda ne kadar çok farkındalık oluşturulursa, hasta ve yakınlarına o kadar çok olumlu geri dönüşü olmaktadır.
Dünyada yaklaşık 2,5 milyon, Türkiye’de ise 60 bin civarı MS hastası olduğunu biliyoruz. MS gençlerde fazla olmakla beraber her yaşta da görülebilir. Tahmin edilenin aksine hastalık ne kadar erken başlarsa hastalığın seyri o kadar iyi gidişli olmakta.
Kadınları daha fazla etkilediği bilinen MS hastalığı, ülkemizde kadınlarda 3 kat daha fazla görülmektedir. Kadın hastalarda da MS erkek hastalara göre daha iyi klinik gidiş göstermektedir. MS klinik gidişinden sorumlu tek faktör tabi ki yaş ve cinsiyet değildir.
MS hastalığı beyin, beyincik, göz ve omurilikte tutulum yapar. MS sıklıkla görme, kol ve bacak gücü, hissetme, denge ve yürüme gibi sinir sisteminden menşe alan fonksiyonları etkiler. Tutulum yaptığı yere göre de klinik gidiş tahmini yapılabilmektedir. Sıklıkla omurilikte olan tutulum daha sıklıkla yürüme fonksiyonunu etkilemektedir.
MS atak ve iyileşmelerle gidebildiği gibi seyrek olarak ataksızda ilerleyebilir. Ataklı giden hastalık formu da yine iyi klinik gidiş göstergelerindendir. MS hastalarında ortaya çıkan nörolojik belirtiler 24 saatten uzun sürdüğü takdirde atak olarak kabul edilmektedir. Stres, aşırı sıcak ortamlar, enfeksiyon ve ateş gibi durumlarda ise eskiye ait atak bulguları yeniden alevlenebilmektedir ve yalancı ataklardan ayırt edilmesi gereklidir.
Teşhis koymak günümüzde kolay
Tarihte kayıtlı ilk MS hastası 1421 yılında Lidwina isimli genç bir kız. Aristokrat bir aileden gelen Hollanda da kayak yaptığı esnada düşüp kaburgasını kıran Lidwina’nın yürüyememesini dönemin hekimleri bir türlü tanılayamasa da ataklarla yürüme fonksiyonunu kaybettiği ve genç yaşta öldüğü kayıtlanmıştır. Anlaşıldığı üzere eski yıllarda klinik durum ile tanı yaklaşımı mümkündü.
1889 yılında ise Charcot tarafından ölen bir MS hastasının beynini çıkartarak mikroskopta incelenmiş ve hastalığı günümüze kadar bilinen adıyla multipl skleroz olarak tanımlanmıştır.
Günümüzde tanılamak artık kolay. Beyin ve spinal MR görüntülenme ve bel suyu analizleri ile kesin tanı konulmaktadır.
MS genetik bir hastalık mıdır?
MS anneden babadan kalıtımla geçen bir hastalık olmasa da artık günümüzde hastalığa ait güçlü genetik kanıtlar buluyoruz. MS’li bireye sahip aile bireylerinde topluma nazaran MS görülme riski çok ciddi artmaktadır. Örneğin anne veya babasında MS olan bireylerde %5 risk, hem anne hem babasında MS olması durumunda risk %10 olmaktadır. Her ülke kendine ait genetik analizlerin sonucuna yönelik çalışmalar yapmakta, ülkemizde de ailesel MS olgularına yönelik genetik incelemeler sürmektedir.
MS tedavisi mümkün mü?
MS sıklıkla ataklarla seyreder ve sadece ataklar sırasında yüksek doz kortizon (steroid) tedavisi kullanılmaktadır.
Ataklar dışında MS tedavisi için hastalık aktivitesini durdurmayı veya azaltmayı hedefleyen koruyucu tedaviler mevcuttur. Yani MS ilaçlarla kontrol altına alınabilen bir hastalıktır.
MS tedavisinde son yirmi yılda ciddi gelişmeler var. 2000’li yılların başına kadar sadece hastanın evde kendisine yapması şeklinde dizayn edilmiş 4 iğne dışında ilaç alternatifi yok iken günümüzde onlarca ilaç faz aşamasından tedavi aşamasında kullanılmaya başlandı.
MS tedavisinin en temel şartı iyi bir hasta-hekim iletişimidir. Her hastanın tedavisi kendine özgüdür. Hastalık tedavi ile kontrolde olduğundan tedavi eksiksiz olarak ve hiç aksatmadan uygulanmalıdır.
MS basamak tedavisi nedir?
MS tedavilerini basamak basamak planlıyoruz. Sağlık Bakanlığı da MS tedavisinde ilaçların geri ödeme koşullarına göre belirlemekte. Bu tedaviler sayesinde hastalar uzun yıllar ataksız kalabilmektedir. Koruyucu tedaviler birinci, ikinci ve üçüncü basamak tedaviler olarak gruplandırılır.
Birinci basamak tedaviler, tanının konulduğu ilk yıllarda kullanılan tedavilerdir. İkinci ve üçüncü basamaktaki tedavilere göre yan etkileri daha az görülür.
İkinci basamak tedaviler ise yan etkiler nedeniyle veya birinci basamak tedaviler ile kontrol altına alınamayan hastalara verilmektedir.
Üçüncü basamak tedaviler ise ikinci basamak tedavilere rağmen hastalıkları kontrol altına alınamayan hastalara verilmektedir.
Görüldüğü üzere basamak sayısı arttıkça ilaç etkinliğiyle beraber yan etkilerde artmaktadır.
MS tedavisinde Bütüncül Bakım (Holistik Bakım) anlayışı
Bütüncül bakım ruh ve zihnin etkileşimi üzerine temellenmekte ve bireyi tüm yönleri ile ele alan bir bakımın sağlanmasını hedeflemektedir. Tamamlayıcı ve alternatif tedaviler MS hastalarınca sıkça tercih edilmektedir. Bu anlamda birkaç öneriye aşağıda yer vermekteyiz.
Beslenme
Her bireyin olması gerektiği gibi MS hastalarına da doğal ürünlerle sağlıklı beslenmelidir. MS özel bir beslenme şeklide, barsak florasını ve ikincil olarak da bağışıklık sistemini düzenleyici gıdalar tercih edilmelidir. Kabızlık, karaciğer yağlanması, hazımsızlık vb. bulgular hastalarda sıkça görülmekte ve doğru gıdalarla giderilebilmektedir. Gerekli durumlarda diyetisyen desteği alınmalıdır.
Fizyoterapi
MS hastaları için en uygun sporlar yüzme, yürüme, bisiklet ve aerobik egzersizler, bunların yanı sıra Tai Chi, pilates ve yoga oldukça faydalıdır. MS hastalarında düzenli olarak günün uygun saatlerinde yapılan egzersizlerde gevşeme hareketlerinin yapılması, yeterli sıvı alınması ve hastalık üzerine olumsuz olabileceğinden sıcak ortamlardan kaçınma her zaman önemlidir.
Aromaterapi
Papatya, lavanta ve portakal yağının MS hastalığında ağrı, kas katılığı, idrar yollarıyla ilgili sorunları azalttığı hatta uyku sorunlarına iyi geldiği bildirilmiştir.
Refleksoloji
El, ayak ya da kulak gibi organlarda tetik noktalara basınç uygulanarak yapılmaktadır. Refleksolojinin MS hastalarında refleksoloji ile ürolojik problemler, duysal yakınmalar ve eklem katılıkları üzerine etkili olduğu ve yorgunluk ve stresi azalttığı, yaşam kalitesini desteklediği bilinmektedir.